Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Özel AKP'li belediyelerin Sayıştay raporlarına yansıyan usülsüzlüklerini anlattı, ardından yolsuzluk iddialarını sıraladı ve 'işte ahtapot' dedi.
Özgür Özel'in grup konuşmasında yaptığı konuşmadan önemli başlıklar şöyle:
"Şimdi bana diyor ki ‘Sosyalist Enternasyonal’e bizi şikayet etme.’ Sana darbe yapılınca şikayet edeceğiz de anlatacağız da 15,5 milyon oyla milletin aday gösterdiği İmamoğlu’na sen darbe yapınca mı susacağız?”
"1980 darbesini yapanlara Amerika ‘Bizim çocuklar’ diyordu. ‘19 Mart darbesini yapanlar Amerika’dan icazet aldı’ dedim. Üç gün sustular, sonra bir - iki kınama mınama yaptılar. Şimdi o konulara girmiyorlar. Ama Gazze’yi güya ‘Turistik kent yapacağım’ deyip, önündeki doğalgaza çökmek isteyen, deli numarasıyla orada oyun kurgulayan Trump’a susan; diğer taraftan ‘Filistinlileri başka ülkelere yollayacağız’ deyince itiraz etmeyen; Kuzey Kıbrıs’ı tanıması gereken Türki Cumhuriyetleri’ne, Güney Kıbrıs’ı tanıttıran bir plana sessiz kalan Erdoğan, 12 Mart tarihinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ile Trump’ın petrol baronu, Harold Hamm sözleşme imzalıyorlar. Güneydoğu ve Trakya’daki petrol aramaları için.
"Trump yolluyor, ‘Adamımı yolladım ona’ diyor. ‘Çok güzel anlaşmalar yaptılar’ diyor. ‘Bizim çocuklar’ diyen, darbeden tam bir hafta önce ‘Sen önce bizim petrol baronu ile Türkiye’deki bütün petrol aramaları için bir anlaşma yap bakalım.
“Darbeciler panik evresindeler. Boş dosya dolmadıkça sağa sola saldırıyorlar. AK Parti’nin içindeki bazı vicdanlı sesler, bazı akıllı sesler, partinin geleceğini düşünenler buna rıza göstermediler. Şimdi homurdanmalar başlamış, darbeciler arasında. ‘Hani dosya doluydu, kandırıldık mı, neden bulamıyorlar? Ekonomi dibe vurdu, artık nasıl toparlanacak?’ Tayyip Bey bir yandan geçmiş sefer kumpas davalarında Zekeriya Öz’e sahip çıktığı gibi, şimdi sürece sahip çıkmaya çalışıyor.
“Şimdi biraz hızlanalım. Çünkü sonunda ahtapotu göstereceğim. Mutlaka görün. Geçen hafta söyledim, birden bir panik bir panik. Meydan okuyan mı ararsın, haber yollayan mı ararsın. İstanbul’da Cumhuriyet Başsavcısı’na söylüyorum. Bu kadar belediye var, İstanbul Büyükşehir’de 2019’a ait, öncesine ait 37 dört başı mamur yolsuzluk dosyası var. Dosyaya geldi Süleyman Soylu el koydu, örtbas etti. O 37 dosyanın örnekleri İBB’de duruyor. Süleyman Soylu aldı, yanında götürmediyse İçişleri Bakanlığı’nda duruyor. Hiçbir işlem yapmadınız. Ankara’da 97 yolsuzluk dosyası var. El koydular, hiçbir işlem yapmadılar.
"Şimdi Sayıştay kararı, 4 Temmuz 2024. 2024’e 74 nolu karar. ‘İstanbul Fatih Belediyesi’nde bir önceki yılın işlemlerinde, belediye başkan yardımcılarının birden fazla belediye şirketinden huzur hakkı alması başlığıyla, bunun yasak olduğu ve suç olduğu ve bütün uyarılara rağmen bu paraların ödendiği oybirliği ile görüldüğünden, 7’nci Daire Başkanı ve dört üyenin imzasıyla suç duyurusunda bulunulmasına.’ Savcılığa. İstanbul Fatih Belediyesi, raporda reklam alanlarının ihalesiz olarak kullanıldığı anlaşıldığından, reklam panoları. İstanbul Büyükşehir bütün reklam panolarına, panoları kiralayan bütün şirketlere, şirketlerin mal varlıklarını el koydular. İhaleler var, Sayıştay incelemiş, usulsüzlük bulamamış. Gizli tanık ‘Usulüne uygun yapıldı, ama mutlaka rüşvet verildi’ dedi diye hepsini almışlar. Burada Sayıştay incelemiş ve diyor ki ‘Reklam panolarının 2886 sayılı kanuna aykırı olarak ihale edilmeksizin kiraya verildiği anlaşılmıştır.’ İhalesiz, istediği birine. ‘Büyük kamu zararı vardır.’ Oybirliği ile 7’nci Dairenin kararı. Fatih Belediyesi. Sadece örnekler sunuyorum. ‘İdare tarafından spor kulübüne taşınmaz tahsisi yapılmaz’, yapmış. Yandaşlar orayı işletiyor, tesislerden para kazanıyor. ‘Yapamazsın’ diyor bunu. Yapılmasının yolu belli nasıl yapılacağı. Belediyeden vermiş, adam da orada kafe işletiyor, kiraya veriyor falan. ‘Zarar var’ diyor suç duyurusunda bulunmuşlar.”
“Fatih açısından turpun büyüğüne geldik. İstanbul Fatih Belediyesi. Raporda ‘İdarece öğrenci yurt binası yapılması ve işletilmesi şartıyla üst hakkı tesis edilen arsa üzerine yapılan binanın yüklenici tarafından turistik otel olarak işletildiği, bu otelin 2015’te yapıldığı, 10 yıldır işletildiği, mevcut Fatih Belediye Başkanının altı yıldır bunun sürekli eleştirilmesine rağmen bu konuda işlem yapmadığı, otelin … adıyla, -bir şey söyleriz, orada birine şey olur- ruhsatsız bir şekilde, -ruhsat yok, yangın çıksa- turistik otel olarak işletildiği, internet ortamında yapılan aramada bahse konu otelin web sitesinin olduğu, söz konusu otelin adının bir çok otel rezervasyon sitesinde yer aldığı, otel hakkında son beş yıl öncesinden günümüze değin kullanıcıların yorum yaptığı, halen daha otelin müşteri kabul ettiği anlaşıldığından ve defalarca uyarılmasına rağmen öğrenci yurdu diye yapılan yerin otel diye işletilmesinden Fatih Belediyesi hakkında suç duyurusunda bulunulmasına.’ Meydan okuyor. Bunlarla, tespit edilen bu suçlarla gelip Fatih Belediye Başkanı’nı almıyor, almasın zaten. Davet etse gider. Bunları sormuyor. Soruşturma açmıyor.
"Hiç yapılmamış eğitime 1.4 milyon lira ödenmiş ve o ana kadar da paranın 1 milyon liraya yakınını ödemişler. Bunun üzerine soruşturma açılmış, 19 Eylül’de kaymakamlığa teslim edilmiş. Tık yok. Bayrampaşa Belediyesi'nin önceki başkanı ortalıkta geziyor. İhaleyi yapanlar, ihaleyi alanlar, parayı ödeyen, parayı alan ortalıkta geziyor. Niye? AK Partili. Bir kör kuruş para alışverişi yok. Bizimkilerin hepsi içeride. Neyle yalancı şahidin iftiralarıyla.”
“Sonra İstanbul İl Başkanımıza dedim ki ‘Fatih tek başına olmasın. Orayı yapalım, başka nereyİ yapalım?’ ‘Vallahi Genel başkan nereyi seçersen seç.’ Dedim, ‘Sen nerede oturuyorsun?’ ‘Bahçelievler.’ Oradan bir tane çektim. AK Partili Bahçelievler Belediyesi, Temmuz 2024, Temizlik hizmetleri ihalesi. Bütün şirketler giriyorlar içeriye temizlik için. Temizlik aracı var, şoförünü düşünüyor, mazotunu düşünüyor. Şunu yapıyor, bunu yapıyor, herkes teklif veriyor. Biri 565 milyona ihaleyi alıyor. Diğer şirketler ‘Kaybettik’ deyip çekiliyor. Bu şirket daha sonra bir bakılıyor, bir ihale daha açılıyor. Bu şirketin arabalarına şoför alım ihalesi. Öncekiler şoförü de hesap edip yüksek para koymuş. Bu düşük koymuş. Diyor ki ‘İçinde şoförü yok.’ Yeni bir ihale açıyorlar ve bu sefer 278 milyon lira şoför parası koyuyorlar. Bunu da bir şirket alıyor. 843 milyon liraya çıkıyor. Bunu görünce diyorlar ki ‘İki ihale var. Tek ihale yapılmalıydı. Araçla şoför aynı firmadan sağlanmalıydı. Bu firmaya böyle bir imtiyaz verilmemeliydi.’ Bunun üzerinden Bahçelievler Belediyesi’ne hiçbir işlem yapılmıyor. Şirket kim? Şirket; Bilginay Temizlik. Beşiktaş Belediyesi’ndeki bir ihaleyi aldığı için Rıza Akpolat, 130 gündür içeride.
"Esenyurt Belediyesi’nde ihale aldığı için 126 gündür bu dosyadan dolayı ikinci tutukluluğu var Ahmet Özer’in. Bu şirketin Türkiye’de almadığı ihale yok. Bir tek Bahçelievler’de ihale ikiye bölünmüş belediyenin kusuruyla. Hiçbir işlem yapılmıyor. Rıza Akpolat’ın suçu; CHP’li olmak. Silivri’de. Bahçelievler Belediye Başkanı’nın avantajı; AK Partili olmak. Belediyede, akşamları evinde. Adalet mi bu?
"Ve dünyaya demokrat görünen Mehmet Şimşek, MASAK’a hazırlattığı raporla ‘Biz bu rezervleri bugünler için biriktirdik’ diyordu. Rezervi 1 milyon 600 bin işsiz için biriktirmemiş. 14 bin lira verdiği emekli için, 22 bin lira verdiği asgari ücretli için biriktirmemiş. Bugünler için biriktirmiş. Bunu ‘darbenin mali ayağı’ olarak ifade etmiştik. Yurtdışında iş baktığını, istifasının cebinde olduğunu söylemiştik. Biz eleştirmiştik. Mehmet Şimşek, ‘Niye bana vuruyorlar anlamıyorum’ diyordu. ‘Başkalarına vur, bana niye vuruyorsun’ diye. Bak, biz sana siyasi bir dille vurduk. Yeni Şafak odunla vurmuş, odunla. Bu Yeni Şafak gazetesi.
"Sürekli ahtapot anlatıyor. Ahtapotun kollarını arıyorsan işte Fatih Belediyesi, İşte Bayrampaşa Belediyesi, öbür kolunda Bahçelievler Belediyesi, pek yakında büyük kol Esenler Belediyesi. O kafaya yakın, kafadan çıkıyor en büyük kol. Ama ben Tayyip Bey’in esas ahtapotunu göstereyim bakın. Bu Tayyip Bey’in ahtapotunda ‘beşli çete’ dediğin 40 haramiler. Yaklaşık 43 şirket bunlar. 40 haramiler ahtapotun elinde. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti soygunu, Özel Kalem Müdürü Serim’in gencecik oğlunu önce Dışişleri’nde Özel Kalem yapıp, Kıbrıs’a Büyükelçi yapıp, hem kaset toplatıp hem oradaki büyük vurgunlar, gemiler, gemilerde yakalananlar; KKTC soygunu. Depremde çadır satan Kızılay’ın vurgunu. 17-25 Aralık, dört bakan. Devrin Başbakanı’nın ‘Hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu keserim’ dediği dört bakan. Ayakkabı kutuları, çikolata kutuları, elbiseler, kıyafet askıları. Buraya kadar pislik. ‘Sıfırlandın mı oğlum paraları?’ İşte ahtapotun öbür ucu. Yunus Emre Vakfı soygunu; ahtapotun milliyetçi kolu. Dezenfektan satan bakan da ahtapotun bir kolunda. TÜRGEV’e, ENSAR’a kol yetmedi.
"A Haber. A Haber ‘son dakika’ yaz; ‘Aranan ahtapot bulundu.’ Reisin tarif ettiği ahtapot Özgür Özel’in ellerinde. 17-25 de burada, açlıktan sefalet çeken emekli de.
“Son sözümüz. Yollara düşüyoruz. Bu hafta öncelikle Perşembe günü Devrimci İşçi Sendikaları DİSK’e, ardından Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu TİSK’e, ertesi gün TÜRK-İŞ’e, ardından HAK-İŞ’e, sendika konfederasyonlarına. Haftaya işçinin, emeklinin, esnafın temsilcilerine. Adım adım gezeceğiz. Öyle bir kişiye sorup değil. Esnafı nasıl koruyacağız? KOBİ’ye ne destek vereceğiz? Sanayiye ne katkı sağlayacağız? Ve söke söke alacağız ki asgari ücrete ara zam alacağız. Emekliye seyyanen zam alacağız.
"Gerisini onlar düşünsün. Yürüyelim arkadaşlar, yürüyün.”
(Mİ)